Dr. Ziya Taşkent’in sunduğu “Kültür Üzerine” adlı söyleşi dizisi, kültür kavramını tarihî kökenlerinden günümüzün değişen dinamiklerine kadar çok yönlü bir şekilde incelemeyi hedefliyor. Her oturumda alanında uzman isimler, kültür kavramına kendi bakış açılarıyla yaklaşıyor. Aralık ayında gerçekleşen ilk söyleşide Doç. Dr. Serhan Ada, kültürün gündelik yaşam, kimlik ve değerlerle olan ilişkisini, toplumsal belleğe etkisini, dönüştürücü gücünü ve kültür politikalarını detaylı şekilde değerlendirdi.

“Kültür Üzerine” serisi, kültürün toplumsal yapı, kimlik, şehir, ekonomi ve teknolojiyle olan karmaşık bağlarını odağına alıyor. 16 Aralık Salı akşamı saat 19.30’da Zeytinburnu Kültür Sanat’ta başlayan söyleşide Doç. Dr. Serhan Ada, kültürün gündelik yaşam, kimlik ve değerlerle olan ilişkisi, toplumsal belleğe etkisi, dönüştürücü gücü ve kültür politikaları üzerine görüşlerini paylaştı.

“Yerele ait olanla bağımızı koparmayalım”

Doç. Dr. Serhan Ada, söyleşiye kültürle ilgili önemli açıklamalarla başladı:

“Toprakla bağımızı koparmamalıyız. Bu düşünce Ziya Gökalp’in ‘hars’ kavramına kadar uzanır. Yere ait olanla ilişkimizi sürdürmeliyiz. Örneğin Zeytinburnu’nun tarihsel, coğrafi ve insani gelişimi Bakırköy’ünkinden farklıdır. Bu farklılığı anlamak gerekir. Bunu siyasi bir perspektiften değil, tamamen yerel bağlamda söylüyorum. Ayrıca kültür sabır işidir, uzun vadeli bir süreçtir. Bugün yapılan çalışmaların sonuçlarını hemen görmek mümkün değildir.”

“Fransız ekolü kültür diplomasisinde merkezi belirliyor”

Doç. Dr. Serhan Ada, kültür diplomasisinin tarihçesi ve günümüzdeki durumuna dair bilgiler verdi:

“Kültür diplomasisi, sömürgeci güçlerin başka ülkelerde yaşayan vatandaşlarının kültürlerini korumaları amacıyla başlamıştır. Bu alanda faaliyet yürütmek zordur. Örneğin Almanlar Alman Lisesi’ni, İngilizler Robert Koleji’ni kurmuştur. İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında bu sistem propaganda aracı haline gelmiştir. O dönemde sadece radyo vardı. Günümüzde ise Fransız ekolü öne çıkıyor; Paris’ten hangi kültürel unsurların dünyaya yayılacağı belirleniyor. Almanya’da ise federal yapının etkisiyle her kültür kurumu farklı şehirlerde faaliyet gösteriyor.”


Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı