Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Gençlerin Manevi İhtiyaçları Karşılanmalı
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, inanç psikolojisi ve maneviyatın ruh sağlığı üzerindeki etkilerini değerlendirerek gençlerin manevi ihtiyaçlarının önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "İnanç Psikolojisi ve Maneviyatın Ruh Sağlığımıza Etkisi" başlığı altında önemli açıklamalarda bulundu.
İnançla ilgili genetik çalışmaların yapıldığını belirten Tarhan, "İnançla bağlantılı dört gen üzerinde duruluyor: anlam arayışı geni, yenilik arama geni (DRD4, DRD2), zamanı algılama geni ve ölümü algılama geni. İnsan dışında hiçbir canlıda bu genetik özellikler yok. Özellikle anlam arayışı ve ölümü algılama genleri, insanın yüksek bir güce inanma ve büyük bir anlamın parçası olma ihtiyacını ortaya koyuyor" dedi.
Budist rahipler ve Sufi meditasyonunda görülen trans ve vecd hallerinin beyin aktiviteleriyle ilişkili olduğunu ifade eden Tarhan, "İnsanlarda inanma ihtiyacı ortak ve biyolojik bir temele dayanıyor. Bu, teselli arayışı ve evrenle bütünleşme isteği olarak kendini gösteriyor" diye konuştu.
Akla en uygun inanç sisteminin Tevhit inancı olduğunu vurgulayan Tarhan, "Tanrının mutlak ilmi, iradesi, gücü ve hikmeti olmalı; dünyadaki adaletsizlik nedeniyle ikinci bir hayat inancı gereklidir" ifadelerini kullandı.
İnsanın manevi ihtiyaçlarının ruh sağlığı üzerinde koruyucu etkisi olduğunu belirten Tarhan, "İnanç, iç huzuru sağlar ve psikolojik sağlamlığı artırır. Kibir ise kanser hücresi gibidir; tevazu ve başkalarına yardım ise tüm dinlerde yüceltilir" dedi.
İnancın şekilsel (ritüeller) ve öz (ahlak) olmak üzere iki yönü olduğunu anlatan Tarhan, "Din sadece ritüellerden ibaret olmamalı; ahlakla bütünleşmelidir. Kendi iç dünyamızı düzeltmeden dünyayı düzeltemeyiz" diye ekledi.
Bir dinin güvenilir ve ehil insanları yetiştirmesi gerektiğini vurgulayan Tarhan, "Eğer din, liyakat ve güven sağlamıyorsa, o din yaşanmıyor demektir" ifadelerini kullandı.
İnsanın ruhsal yapısının iyicil ve kötücül duyguların karışımından oluştuğunu belirten Tarhan, "Hayat, sürekli seçimlerden ibarettir. Kötücül parça, kişiyi yanıltmaya meyillidir. İnançla uyumlu davranmak önemlidir" dedi.
Duyguları erteleme becerisinin öğrenilmesi gereken bir yetenek olduğunu söyleyen Tarhan, "İyi parça serotoninle bağlantılıdır ve anlam arayışına yöneliktir. Bu bilinçle hareket eden kişi, anlık zevklerden vazgeçebilir ve daha büyük ödüller kazanabilir" şeklinde konuştu.
İnsanın ruhunu geliştirme sorumluluğu olduğunu ifade eden Tarhan, "Olgun savunma mekanizmalarını kullanmak, bencillikten uzak durmak ve iyilik biriktirmek önemlidir. İyilik oranı yüzde 51'in üzerindeyse ölüm sonrası hayata hazırlıklı olunur" dedi.
Doğu felsefesine göre ruhun sonsuz olduğunu ve ölümün bir son değil, başka bir aşama olduğunu belirten Tarhan, "İkinci hayat inancı olmadan dünya anlamsızlaşır. İnsan olgunlaşmalı ve ölüme anlam kazandırmalıdır" diye ekledi.
Dinin zorlamaya dayanmaması gerektiğini vurgulayan Tarhan, "Kur'an'da 'Dinde zorlama yoktur' ayeti rehberimizdir. Anne babanın görevi 18 yaşından sonra sadece uyarmaktır. Zorlama dini öğretiye aykırıdır" dedi.
Gençler arasında deizmin yaygınlaştığı iddialarına değinen Tarhan, "Bu durumun temel nedenleri, dindarların güvenilirliğinin zedelenmesi ve gençlerin sorgulayıcı yapısıdır. Gençleri hemen etiketlemek doğru değil. Sorgulamak, inancı sağlamlaştırır" ifadelerini kullandı.
Gençlerin sorularına uygun cevaplar verilmesi gerektiğini belirten Tarhan, "Eski sorulara yeni cevaplar sunmalıyız. Gençlerin manevi ihtiyaçları karşılandığında sorunlar azalır. Onların dilinden konuşmak ve ihtiyaçlarına cevap vermek şart" diye konuşmasını tamamladı.
Kaynak: Beyaz Haber Ajansı (BYZHA)
YORUMLAR
