Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, ‘rage bait’ adı verilen öfke tetikleyici dijital içeriklerin bireysel psikoloji, duygu düzenleme, davranışlar ve toplumsal kutuplaşma üzerindeki olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.
Öfke uyandıran içerikler, daha dürtüsel davranmaya yol açıyor!
Öfkenin diğer temel duygularımıza kıyasla yüksek uyarılmanın daha belirgin olduğu bir duygu olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Öfke hissettirebilecek bir duruma karşı zihnimiz; ‘bir sorun ya da tehlike var, eyleme geç’ şeklinde sinyal verir.” dedi.
Oxford Sözlüğü tarafından yılın kelimesi seçilen ‘rage bait’in, çevrimiçi etkileşimi artırmak için öfkeyi tetikleyen, kışkırtıcı veya incitici paylaşımlar anlamına geldiğini aktaran Beyaz, “Rage bait bu öfke halini direkt tetikleyebilecek bir boyutta karşımıza çıkıyor. Bu konuyla ilgili yapılan çeşitli çalışmalardan çıkabileceğimiz sonuçların rage bait ile birtakım davranışların değişebileceğini bize gösteriyor. Örneğin, öfke uyandırabilecek bir içeriğin duygusal beyini tetiklemesi nedeniyle, daha akılcı veya sağlıklı düşünmek ve davranmak yerine, daha dürtüsel yani sonuçların düşünülmeden harekete geçilmesi söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra öfkeyi tetikleyen yahut şok edici içeriklere maruziyet, normal içerikler karşısında dikkat sürelerini kısaltıp olumsuz yönde etki edebiliyor. Ayrıca öfke karşısında savaş modunun açılmasıyla sosyal medya tüketimi artabiliyorken, gündelik hayatta da empati göstermede güçlük ve beraberinde de daha tartışmacı bir kimliğe bürünme söz konusu olabiliyor.” açıklamasını yaptı.
Rage bait’e yoğun maruz kalmak, duygu düzenleme becerisini zayıflatabilir!
Rage bait içeriklere maruz kalmanın duygu düzenleme becerisinde zedeleyici denilebilecek bir etkisi bulunduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şunları söyledi:
“Rage bait’e yoğun maruz kalan ya da bu tür içerikleri tercih eden bireylerin beynindeki prefrontal korteks (yani düşünme, karar verme ve idari görevler gibi bilişsel becerilerde rol oynayan kısım) aktivitesinde azalmalar görülebilir. Bu durum öfke ve şok uyandırması sebebiyle limbik sistemi (duygusal beyin) daha aktive edici şekilde çalıştırmakta. Bu da duygu düzenleme kasının zayıflamasına etki eder. Sürekli bir ‘savaş ya da kaç’ modunun aktif olması strese dayanma hacmini azaltır. Gündelik hayatta daha tahammülsüz olmayı ve öfke kontrol güçlüğü yaşamayı artırabilir veya rage bait’e devamlı maruziyet kişiyi gerçek üzücü ve öfke hissettirici durumlara karşı hissizleştirip duyarsız hale de getirebilir.”
Rage bait içeriklerini haftada 2 saatten fazla tüketenlerde depresyon riski yüzde 37 artıyor!
‘Rage bait’in en tehlikeli sonuçlarından birinin toplumsal kutuplaşmayı derinleştirebilme potansiyeli olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bir meseleyi iki zıt kutbun varlığı üzerinden değerlendirenler kendilerini otomatik olarak bir tarafa yerleştirebiliyor. Bu durum, ortak alanın boşalmasına ve uç görüşlerin daha da belirginleşmesine yol açabiliyor.” dedi.
Yani bu tür içeriklerin, bu ayrımdaki kişilerin kendi görüşlerine olan inancını daha da pekiştirmesine neden olabildiğine işaret eden Beyaz, “Kişiler daha radikal bir hale bürünebiliyor. Zihinsel gettolaşmalara hizmet edebiliyor. Rage bait içeriklerin bireysel psikolojik sağlık üzerindeki potansiyel zararları açısından birçok şeyden bahsetmek mümkün. 2023’te yapılan bir meta analize göre, hafta da 2 ve daha fazla saat rage bait tarzı içerik tüketen bireylerde depresif belirti riski yüzde 37 artabiliyor. Bu etkileşime girme, bireylerde stres hormonunun salgılanmasına ve beraberinde de anksiyete, tükenme ve umutsuzluk hali uyandırabilmekte.” şeklinde konuştu.
Rage bait’in amacını fark etmek, bu içeriklerin üzerimizdeki etkisini azaltır!
Özellikle çocuk ve ergenlerde bu durumun ciddi bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Özellikle prefrontal korteks gelişiminin 25 yaş civarına kadar devam ettiğini göz önünde bulundurursak, rage bait çocuk ve gençler için daha vahim bir noktada karşımıza çıkıyor.” dedi.
‘Rage bait’ düşük empati, agresyon ve dürtü kontrol güçlüğüne sebebiyet verebildiği için, çocuk ve ergenlerde bu sorunların daha kökleşmeye gitme potansiyeli taşıdığının altını çizen Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çatışma ve saldırganlığın normal olduğu bir çarpık dünya algısı şekillenmekte ve nezaketin, zayıflık olarak görülmesine sebebiyet vermekte. İlaveten rage bait tarzı yüksek duygusal uyarana maruziyet, gündelik yaşamın olağan akışındaki düşük uyarılma etkenlerine odaklanmakta zorlanmayı artırabilmektedir.
Öfke bizleri kolaylıkla güdüleyen bir duygu. Ancak tutum ve davranışlarımıza yön vermesi sonucunda pişmanlık yaşatabilen bir bedeli de var. Bu nedenle öfke veya şok uyandırabilecek içeriklerden, iletişimlerden hatta kişilerden mümkün olduğunca uzaklaşabilmeli ve bir mesafe oluşturabilmeliyiz. Zaten özü itibariyle ‘rage bait’in maksadının farkındalığına erişmek onun içeriğinin gücünün azalmasını sağlayacaktır. İçeriklere bu bilişsel filtreyle yaklaşmak duygusal bir mesafe için makul bir opsiyon.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
