Travma Sonrası Zihin ve Beden Yeni Bir Hikaye Yazabilir

Geçmiş travmalar, tehdit ortadan kalksa bile bedenin fizyolojik tepkiler vermesine neden olabilir; ancak terapiyle hem zihin hem de beden yeni bir güvenli hikaye öğrenebilir.

SAĞLIK - 22-12-2025 11:01

Geçmişte yaşanan travmalar, tehdit sona erdikten uzun süre sonra bile bedenin “tehlike devam ediyormuş gibi” fizyolojik tepkiler vermesine yol açabilir. Belirgin bir tehdit olmamasına rağmen kalp hızının artması, nefes darlığı, avuç içlerinin terlemesi, omuz ve gövde kaslarında gerginlik, mide-bağırsak hassasiyetleri veya ani irkilme gibi belirtiler psikolojide “travma sonrası fizyolojik yeniden etkinleşme” olarak adlandırılır. Fiziksel bir hastalık olmasa da bedende sürekli tetikte olma hali yaşanabilir. Bu durum kişisel bir zayıflık değil, otonom sinir sisteminin tehdit kalıbını kapatamamasından kaynaklanır.

Bedenimizin Hafızası Var

Beynimizde tehdit algılayan merkez olan amigdala alarm verdiğinde, sempatik sinir sistemi devreye girer; adrenalin ve kortizol seviyeleri yükselir, kaslarda gerginlik artar, dolaşım hızı değişir. Bu da gösterir ki travmanın izleri sadece zihinde değil, sinir sistemi devrelerinde ve bedensel duyumlarda da saklanır. Literatürde bu durum “Somatik Depolama” ya da “Bedensel Hafıza” olarak adlandırılır.

Sakinleşmek ve Güvende Hissetmek Her Zaman Mümkün mü?

Bedenimizin sakinleşme ve güvenlik haline geçmesini sağlayan vagus sinirinin travma sonrası işlevinde bozulma (vagal tonusun düşmesi) sık görülür. Bu durumda bedenin sakinleşme kapasitesi azalır, tetiklenme kolaylaşır, dinlenme hali sürdürülemez ve duygu düzenleme zorlaşır. Dolayısıyla travma sonrası iyileşme sadece zihinsel değil, bedenin yeniden güvenli bir ritme kavuşmasını da içeren kapsamlı bir süreçtir. Peki bu her zaman mümkün müdür? Travma sonrası terapilerle bedene yeni bir ritim kazandırmak, yeni bir hikaye yazmak mümkün müdür?

Hem Zihnimiz Hem Bedenimiz Yeniden Öğreniyor

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu M. Yasin Çakıroğlu, travma sonrası terapi ihtiyacının önemine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Zihin unutsa da beden unutmaz. Ancak beden zamanla yeni, güvenli bir hikayeyi öğrenebilir. Bu nedenle terapi sürecinde beden odaklı çalışmaların pek çok olumlu nörobiyolojik etkisi vardır.” Derin nefes egzersizleri diyafram yoluyla vagus sinirini uyarırken, ritmik hareketler sinir sistemine düzen sinyali gönderir ve bedensel farkındalık tehdit algısını azaltır. Ayrıca güvenli ilişki deneyimleri, beynin mantıksal karar merkezleri (Prefrontal Korteks) ile tehdit algılayan merkezi (Amigdala) arasındaki bağlantıyı güçlendirir. Uzm. Kln. Psikolog Çakıroğlu, bu sayede anlamlı değişimlerle bedenin alarm sisteminin yeniden düzenlenebileceğini vurguluyor. Elbette bu, travmanın etkilerinin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez; ancak beden artık tehdit yerine güveni referans almaya başlar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Günün Diğer Haberleri