Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, sağlıklı bir öğretmen-öğrenci ilişkisinin nasıl olması gerektiği, sınırların belirlenmesi ve bireysel ihtiyaçlara özen gösterilmesinin öğrencilerin gelişimine olan katkıları hakkında açıklamalarda bulundu.

Öğretmen-öğrenci ilişkisi; güven, saygı, empati ve açık iletişim temelinde olmalıdır.

Dr. Öğr. Üyesi Luş, öğretmen-öğrenci ilişkisinin karşılıklı anlayış ve güvene dayalı olduğunu, öğretmenlerin öğrenciler için rol model konumunda bulunduğunu belirtti. Bu ilişkinin hem öğrenme ortamını olumlu etkilediğini hem de öğrencilere güven duygusu sağladığını vurguladı. "Güven, saygı, empati ve açık iletişim, bu ilişkinin en temel unsurlarıdır" dedi.

Öğretmenlerin öğrencilerin ahlaki, etik ve sosyal gelişimlerini motive ettiğini ifade eden Luş, bu sürecin öğrencilerde sorumluluk duygusunu güçlendirdiğini ve akademik başarılarını olumlu yönde etkilediğini söyledi. Ayrıca olumlu bir sınıf ortamının, akademik zorluk yaşayan öğrencilerin kendilerini ifade etmeleri için uygun koşullar yarattığını, böylece öğrencilerin daha aktif ve katılımcı hale geldiğini belirtti.

Bireysel ihtiyaçlara dikkat edilmemesi, öğrencilerin gelişimini olumsuz etkiler.

Her öğrencinin farklı ihtiyaçları, becerileri ve dayanıklılık düzeyleri olduğunu hatırlatan Dr. Luş, öğretmenlerin bu farklılıklara dikkat etmemesinin öğrencilerin duygusal, fiziksel ve sosyal gelişimlerinde aksamalara yol açacağını söyledi. Olumsuz öğretmen-öğrenci ilişkilerinin, öğrencilerin davranışlarını ve performanslarını düzeltmek için gerekli yapıcı geri bildirimlerden yoksun kalmalarına neden olduğunu vurguladı.

Dr. Luş, "Davranışlarını anlamadan sabırsızca hareket eden öğretmenler, çocuklarda kaygı sorunları yaratabilir ve öğrencilerin yeteneklerini keşfetmelerini engelleyebilir. Bu durum, onların kendine güvenen yetişkinler olmalarını zorlaştırır. Ayrıca etkili yönlendirme yapamayan öğretmenler disiplin konusunda da başarı sağlayamayabilir, bu da özellikle davranış problemi yaşayan çocukların sorunlarının devam etmesine yol açabilir" dedi.

Öğretmen ve öğrenci arasındaki sınırlar, öğrencinin yaşına ve gelişim düzeyine göre belirlenmelidir.

Sağlıklı bir ilişki için sınırların nasıl belirlenmesi gerektiğine değinen Dr. Luş, "Sınırlar, öğrencilerin yaşına ve gelişim düzeyine uygun şekilde, onlarla konuşarak ve duygu ile düşüncelerini ifade etmelerine izin vererek belirlenmelidir" ifadelerini kullandı.

Yargılamadan ve önyargısız bir iletişimin önemini vurgulayan Luş, "Öğrencilerin fikir ve endişelerini paylaşabilecekleri etkileşimli etkinlikler ve tartışmalar düzenlemek faydalıdır. Ayrıca sorumluluk duygusu ve ekip çalışmasını öğreten işbirlikçi yaklaşımlar, öğrencilerin öğrenme ve davranışlarının sorumluluğunu almalarını sağlar, problem çözme becerilerini geliştirir" dedi.

Dr. Luş sözlerini şöyle tamamladı: "Sınırlar açıkça öğrenciye ifade edilmeli, ceza yerine yeni davranışlar önerilerek seçenekler sunulmalıdır. Öğrencinin istenilen davranışı gösterebilmesi için uygun ortamlar hazırlanmalı ve çabaları takdir edilmelidir. Eğer öğrenci olumsuz davranışını sürdürürse, yaptığı davranışın sorumluluğunu üstlenmesi sağlanmalıdır."

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı