Ege Üniversitesi, “Cumhuriyet ve Atatürk Günleri” etkinlikleri çerçevesinde Nükleer Bilimler Enstitüsü ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü iş birliğiyle “Atatürk Döneminde Sağlık Eğitimi” konulu bir konferans düzenledi. Nükleer Bilimler Enstitüsü Prof. Dr. Turgay Karalı Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte konuşmacı olarak Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğr. Gör. Mehmet Ali Durmuş yer aldı. Konferansa Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sabriye Yuşan, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte, Cumhuriyet’in ilk yıllarında sağlık alanında yapılan reformlar ve modern tıp eğitiminin gelişim süreci detaylı şekilde ele alındı. Öğr. Gör. Mehmet Ali Durmuş, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte sağlık ve eğitim yapısını şekillendiren temel faktörlerin dönemin ihtiyaçları ve imkânları olduğunu belirtti. Osmanlı’da hekimbaşılık sistemi, medreseler ve şifahanelerin sağlık eğitiminin temelini oluşturduğunu ancak zamanla nitelik kaybı ve vakıf sisteminin büyük şehirlerde yoğunlaşması nedeniyle halk sağlığı hizmetlerinde aksaklıkların ortaya çıktığını ifade etti. Avrupa’daki modernleşme sürecinin Osmanlı’yı etkilediğini ve sağlık alanında yeni bir anlayışın gerekliliğini vurguladı. Atatürk’ün sağlığı “Milli Mesele” olarak ilan ettiğini aktaran Durmuş, Lale Devri’nden itibaren sağlık kurumlarında bazı gelişmeler yaşansa da modern sağlık eğitiminin gerçek temelinin II. Mahmut döneminde, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması sonrası kurulan Tıbbiye ile atıldığını anlattı. Tıbbiye’de başlangıçta Fransızca gibi yabancı diller kullanılırken zamanla Türkçe tıp dilinin geliştirildiğini, 1850’de hekimbaşılık sisteminin kaldırılıp Tıbbiye Nezareti’nin kurulmasıyla modern sağlık idari yapısının şekillendiğini belirtti. Mustafa Kemal Atatürk’ün genç yaşta yaşadığı sağlık sorunları ve devletin geleceğini sağlam temellere oturtma hedefiyle sağlığı her zaman dikkatle üzerinde durulacak bir milli mesele olarak gördüğünü ifade etti. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’de modern sağlık sistemi ve eğitiminin zorluklara rağmen hızla kurulduğunu dile getiren Durmuş, savaş sürerken bile sağlık alanında devlet örgütlenmesinin oluşturulduğunu ve Adnan Adıvar’ın bakanlığında Sıhhiye ve Muavenat-ı İçtimaiye Vekaleti’nin kurulduğunu söyledi. 1921’deki eğitim kongresine Mustafa Kemal’in katılmasının sağlık eğitiminin önceliğini gösterdiğini belirtti. Uzun yıllar Sağlık Bakanlığı yapan Refik Saydam’ın öncülüğünde numune hastaneleri, sağlık personeli yetiştiren okullar ve 1930 Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile modern sağlık sisteminin temellerinin atıldığını anlattı. Ayrıca Safiye Ali ile kadınların tıp eğitimine katılımının başladığını ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kurulmasıyla sağlık hizmetlerinin halka daha geniş ölçekte ulaştırıldığını vurguladı. Eğitim hamleleriyle halk sağlığı bilincinin arttığını ve modern sağlık personelinin eğitimine önem verildiğini belirten Durmuş, Millet Mektepleri’nin Latin alfabesi öğretiminin yanı sıra hijyen ve sağlık bilgilerini yaygınlaştırarak halk sağlığına önemli katkı sağladığını söyledi. Bu okullardan yetişen personelin sağlık teşkilatında istihdam edilmesinin hizmetlerin güçlenmesine destek olduğunu ifade etti. Aynı dönemde Numune Hastaneleri’nin uygulamalı eğitimle sağlık personeli yetiştirdiğini, Halkevleri’nin ise konferanslar ve spor etkinlikleriyle halkın sağlık bilincini artırdığını anlattı. 1933 Üniversite Reformu ile tıp eğitiminin yeniden yapılandırıldığını, önce İstanbul’da, ardından 1945’te Ankara’da ve 1955’te Ege Üniversitesi’nde tıp fakültelerinin açılmasıyla sağlık eğitiminin geliştiğini belirtti. Tüm bu çabaların temelinde Atatürk’ün sağlık ve eğitim alanına verdiği önemin yattığını vurguladı. Etkinlik, Enstitü Müdürü Prof. Dr. Sabriye Yuşan’ın Öğr. Gör. Mehmet Ali Durmuş’a teşekkür belgesi takdim etmesiyle sona erdi.