Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Kasım 1990 tarihinde hem Çocuk Hakları Bildirgesi’ni hem de Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni kabul etmesinin yıldönümü olan bu özel gün, her yıl Dünya Çocuk Hakları Günü olarak anılıyor. Bu anlamlı gün vesilesiyle Üsküdar Üniversitesi İnsan Odaklı İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gül Esra Atalay, çocukların medya ve dijital platformlardaki görünürlüğü, güvenliği ve katılım haklarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Çocukların Medya Ekosistemindeki Görünürlüğü ve Güvenliği Nasıl Sağlanmalı?

Prof. Dr. Atalay, “Çocukların medya ekosistemi içindeki görünürlüğü, güvenliği ve katılımı konusunda sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlamalıyız. Çocuklar hem korunması gereken bireylerdir hem de ifade özgürlüğü, bilgiye erişim ve dijital dünyada aktif yurttaş olma haklarına sahiptir. Bu nedenle, çocukların medya ile kurdukları ilişkilerde hem kırılganlıkları hem de hakları birlikte dikkate alınmalı, çocuğun üstün yararı gözetilerek titiz önlemler alınmalı ve destekleyici olanaklar planlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Mahremiyet ve Kişisel Verilerin Korunması Öncelikli Olmalı

Medya ve dijital platformların çocukların gelişiminde önemli rol oynadığına dikkat çeken Atalay, aynı zamanda bu alanlarda çeşitli risklerin de bulunduğunu vurguladı. Açıklamasında, “Çocukların mahremiyeti ve kişisel verilerinin korunması, tüm medya kuruluşları ve dijital platformlar için öncelikli olmalıdır. Haberlerde, kurgusal içeriklerde veya çevrimiçi ortamlarda çocukların hak sahibi bireyler olduğu asla unutulmamalıdır.” dedi.

Zararlı İçeriklere Karşı Etkin Koruma Sağlanmalı

Atalay, zararlı içeriklere karşı etkili koruma, filtreleme ve hızlı müdahale mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini belirtti. Ayrıca çocukların temsilinde ayrımcı, istismar edici veya klişe içeriklerden kaçınılması, çocukların onur ve bütünlüğünün korunması gerektiğini vurguladı. “Sansasyonel ve dikkat çekici medya içerikleri uğruna çocuk hakları göz ardı edilmemeli; bu tür temsiller hem içerikte yer alan hem de izleyici olan çocukları olumsuz etkileyebilir.” diye ekledi.

Medya Okuryazarlığı Eğitim Sistemi İçinde Olmalı

Çocukların eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek için medya okuryazarlığının eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası haline getirilmesi gerektiğini belirten Atalay, bu eğitimin erken yaşlardan başlayarak farklı gelişim düzeylerine uygun ve sürekli olması gerektiğini ifade etti.

Çocukların Görüşlerini İfade Edebileceği Güvenli Alanlar Desteklenmeli

Çocukların seslerini duyurabilecekleri güvenli alanların medya dünyasında desteklenmesi ve bu doğrultuda hak temelli içerik üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini söyleyen Atalay, “Algoritmik görünürlük kriterleri veya izlenme kaygıları, çocukların ifade özgürlüğünün önüne geçmemeli, odak noktası her zaman çocuğun hakları olmalıdır.” dedi. Ayrıca çocukların nitelikli bilgiye erişim hakkı gözetilerek, eğitimlerini destekleyecek içeriklerin medya kuruluşlarının ve dijital platformların yayın politikalarında yer alması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Atalay açıklamasını şöyle tamamladı: “Çocuk haklarını güçlendiren bir medya ortamı, sadece çocukların değil toplumun tamamının yararınadır. Bugün tüm kurumları, aileleri, eğitimcileri ve medya profesyonellerini çocuk dostu bir dijital gelecek için ortak sorumluluk almaya çağırıyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı