Üsküdar Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Yazıcı, her yıl Kasım ayının üçüncü perşembe günü kutlanan Dünya Felsefe Günü vesilesiyle dijital çağda felsefenin önemine dikkat çekti.
Felsefe, farklılıklarla birlikte düşünme becerisini geliştirir
UNESCO'nun Dünya Felsefe Günü'nün felsefeyle ilgilenen herkese ait olduğunu vurguladığını belirten Prof. Dr. Yazıcı, "Dünya Felsefe Günü, günümüzün sorunlarını ve krizlerini akılcı ve kültürlerarası diyalogla tartışabileceğimiz hoşgörülü bir ortam yaratmayı amaçlar. Felsefe sadece kendimizi anlamakla kalmaz; farklı olanla karşılaşmayı, bu farklılıkları tanımayı ve birlikte düşünme becerisini geliştirmeyi de teşvik eder." dedi.
Dijital çağda düşünme ve sorgulamanın anlamı değişti mi?
Dijitalleşmenin yaşamlarımızı büyük ölçüde kolaylaştırdığını ve ileride daha da kolaylaştıracağını ifade eden Prof. Dr. Yazıcı, "Yapay zeka sayesinde araştırdığımız konularla ilgili çok daha fazla veriye ulaşabiliyoruz ve bu veriler anlamlı sonuçlara dönüştürülebiliyor. Ancak dijitalleşme, insanın yaşamı ve varoluşuyla ilgili temel sorulara kendi kararları ve tercihlerine dayanarak cevap arama sorumluluğunu üstlenemez. Yapay zekaya sorular sorabiliriz ama nihai karar verme yetkisi her zaman insana aittir. Bu nedenle eleştirel düşünme ve içten sorgulama yapay zeka tarafından gerçekleştirilemez. Dijital çağda düşünmenin anlamı değişmemiş, aksine daha büyük önem kazanmıştır." ifadelerini kullandı.
Teknolojinin dönüştürücü gücünü sorgulamak felsefi bir gerekliliktir
İnsanın varoluşundan beri kendisine ve çevresine anlam yüklediğini belirten Prof. Dr. Yazıcı, "Teknoloji de bu anlamlandırma ve dönüştürme araçlarından biridir. Ancak teknoloji aracılığıyla insanın dünyayı nasıl dönüştüreceği sorusu teknoloji tarafından cevaplanamaz. Günümüzdeki savaşlar, hammadde ve iklim krizleri bu sorunun ne kadar hayati olduğunu gösteriyor. Bu sorular ancak felsefi düşünce ve yaşam pratiğiyle yeni ufuklar açılarak ele alınabilir." dedi.
Yapay zeka felsefesinin, yapay zekanın hayatımızdaki yerinin ortaya çıkardığı ahlaki ve pratik soruları, insan zihni ile yapay zeka arasındaki ilişkileri ve benzerlikleri tartışan özgün bir alan olduğunu ifade etti.
Bilinçli bilgisayarların yakın zamanda programlanması mümkün görünmüyor
Yapay zekanın "düşünebilme" veya "bilinç" sahibi olup olmadığı konusunda Prof. Dr. Yazıcı, "Zeka sorun çözme yeteneği iken bilinç, acı, neşe, aşk ve öfke gibi duyguları hissedebilme ve kendinin farkında olma becerisidir. Yapay zeka sorun çözmede insandan üstün olabilir ancak bilinç kazanacağı anlamına gelmez. Bilincin kökeni hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız için yakın gelecekte bilinçli makineler programlamak mümkün görünmüyor. Konuyla ilgilenenler Yuval Noah Harari'nin '21. Yüzyıl İçin 21 Ders' kitabını inceleyebilir." dedi.
Yapay zeka insan ürünü fikirleri işleyerek yeni felsefi yaklaşımlar ortaya koyabilir
İnsan aklının ürünü olan yapay zekanın kendi felsefesini oluşturmasının mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Yazıcı, "Yapay zeka ancak insan fikirlerini veri olarak işleyip yeni felsefi yaklaşımlar geliştirebilir. Ancak bu yaklaşımlar insan aklının birikiminden bağımsız olmaz. Ayrıca yapay zekanın yeni bir felsefi sistem oluşturma ihtiyacı kendiliğinden doğmaz; bu ancak bir insan talebiyle gerçekleşebilir. Felsefe, yalnızca insana özgü anlamlandırma ihtiyacının ürünü olarak özgünlüğünü korur." diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı