Nilüfer Belediyesi’nin organize ettiği Arkeoloji Gündemi buluşmalarının yılın son oturumunda, Şanlıurfa’daki Sayburç kazıları kapsamlı şekilde değerlendirildi. Doç. Dr. Eylem Özdoğan, yerleşik hayata geçiş süreci ve mimari dönüşüme dair önemli bilgiler paylaştı.
Kültürel etkinliklerine devam eden Nilüfer Belediyesi, yılın son Arkeoloji Gündemi toplantısında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sayburç Kazı Başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan’ı ağırladı. "Taş Tepeler’de Yerleşik Yaşamın Başlangıcından Bir Kesit: Sayburç" başlıklı sunumunda Özdoğan, insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olan Neolitik dönemi katılımcılarla paylaştı. Söyleşiyi Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Özlem Akbaş Önsoy da takip etti.
Göbeklitepe Kültürünü Yansıtan Yeni Bir Önemli Alan: Sayburç
2021’den beri süren Sayburç kazılarında elde edilen verileri aktaran Doç. Dr. Özdoğan, bölgedeki yerleşimin Göbeklitepe kültürüne ait önemli izler taşıdığını belirtti. Kazılarda bugüne kadar 50’den fazla yapının tespit edildiğini ve bunların büyük çoğunluğunun konut amaçlı olduğunu, ancak aralarında özel ve kamusal işlevli yapıların da bulunduğunu ifade etti.
Özdoğan, "T" biçimli dikili taşların yer aldığı yapılarda ocak, platform, seki ve işlik alanlarının tespit edildiğini anlatarak; konutlarla özel yapıların bir arada bulunmasının dönemin günlük yaşamı ve ritüel dünyasına bütüncül bir bakış sunduğunu vurguladı.
Söyleşide Sayburç yerleşiminin mimari düzenine dair ayrıntılar paylaşıldı. Konutlarda beslenme ve üretime dair izlerin öne çıktığı, beşi özel amaçlı olmak üzere çeşitli yapıların iç mekan düzenlemelerinin farklılık gösterdiği belirtildi. Genellikle bir ya da birkaç özel yapının çevresinde kümelenen konutların sosyal organizasyon hakkında ipuçları verdiği ifade edildi.
Sayburç’un arkeoloji alanındaki önemine dikkat çeken Doç. Dr. Özdoğan, buranın Neolitik dönemin geçiş süreçlerini kesintisiz biçimde yansıtan nadir yerleşimlerden biri olduğunu belirtti. Yaklaşık 12 bin 600 yıl önce başlayan ve 300 yıl süren yoğun iskan döneminde yuvarlak planlı yapılardan dörtgen planlı yapılara geçişin net şekilde gözlemlendiğini aktardı. Bu verilerin, o dönemdeki yapı teknikleri ve teknolojik dönüşümü anlamak açısından büyük değer taşıdığını sözlerine ekledi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı