Kış mevsiminin başlamasıyla Türkiye genelinde grip vakalarında artış gözlemleniyor. Özellikle risk grubundaki bireyler için grip ciddi bir sağlık tehdidi oluşturuyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Reşat Sipahi, grip enfeksiyonlarının mevcut durumu, risk grupları ve alınması gereken önlemler hakkında önemli bilgiler verdi.
Grip ile soğuk algınlığının sıkça karıştırıldığını belirten Prof. Dr. Sipahi, "Grip, influenza virüsünün neden olduğu ani başlayan, yüksek ateş ve şiddetli halsizlikle seyreden bir hastalıktır. Soğuk algınlığı ise farklı virüslerin yol açtığı, daha hafif ve yavaş ilerleyen bir durumdur. Gripte yüksek ateş, kas-eklem ağrısı ve belirgin yorgunluk daha yaygınken, soğuk algınlığında burun akıntısı ve boğaz ağrısı ön plandadır. Risk grubunda yer alan 65 yaş üstü bireyler, 5 yaş altı çocuklar, hamileler, kronik hastalığı bulunanlar ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde grip daha ağır seyredebilir. Ayrıca, üniversite kampüsleri, yurtlar ve toplu taşıma gibi kalabalık ortamlar öğrencileri bulaş açısından riskli hale getiriyor" dedi.
"Erken Tanı ve Aşılama Hayat Kurtarıyor"
Gripten korunmada en etkili yöntemin yıllık grip aşısı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sipahi, "Özellikle öğrenciler, akademisyenler ve sık seyahat edenlerin grip aşısı yaptırması büyük önem taşıyor. Aşı, hastalığa yakalanma riskini azaltmanın yanı sıra hastalığın ağır seyretmesini ve hastaneye yatış ihtimalini de önemli ölçüde düşürüyor. Temel hijyen kurallarına uymak da koruyucu önlemler arasında yer alıyor. Ellerin sık yıkanması, hasta hissedildiğinde kalabalık ortamlardan uzak durulması, toplu taşıma ve kapalı alanlarda maske kullanımı, mekanların düzenli havalandırılması, öksürürken dirsek içine öksürme gibi alışkanlıklar grip bulaş riskini azaltır. Ağır belirtiler görüldüğünde ise tıbbi yardım almak hayati önem taşır. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, uzun süren yüksek ateş ve bilinç değişikliği gibi belirtiler gripte ağır seyri işaret eder ve mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kronik hastalığı olan kişilerin durumları hızla kötüleşebileceği için erken başvuru kritik önemdedir" diye konuştu.
Prof. Dr. Sipahi, "Grip, bağışıklığı yeterince gelişmemiş veya risk grubundaki bireylerde daha ağır seyredebilir. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, 3-4 günden uzun süren 38°C üzeri ateş, bilinç değişikliği, aşırı halsizlik, tansiyon düşüklüğü ve kronik hastalıkların kötüleşmesi gibi belirtiler ciddiyet göstergesidir ve tıbbi değerlendirme gerektirir. Grip ağırlaştığında zatürre, akut solunum yetmezliği, kalp kası ve kalp zarı iltihabı, sinüzit, orta kulak iltihabı ve nörolojik komplikasyonlar gibi ciddi sorunlar gelişebilir. Bu durumlarda hastaneye başvurmak gereklidir. Grip sonrası öksürük ve halsizlik haftalarca sürebilir; bağışıklık sistemi zayıf veya kronik hastalığı olanlarda kalp ve beyin fonksiyonlarında kalıcı hasarlar oluşabilir" ifadelerini kullandı.
"Mevsim Geçişlerinde Grip Salgını Artıyor"
Mevsim geçişlerinde grip vakalarının arttığını belirten Prof. Dr. Sipahi, "Polikliniklerde influenza tanısı konan vakalar görülmeye başlandı ancak yoğun bakımda henüz influenza tanılı hasta bulunmamaktadır. Önümüzdeki 2-2,5 ay içinde, özellikle yılbaşı döneminin etkisiyle grip vakalarında ciddi bir artış bekliyoruz. Toplumun hem bireysel hem de toplumsal olarak gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor" dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı