Aynı Düşünceleri Tekrarlıyorsanız Dikkat: Zihinsel Yorgunluk ve Bedensel Tepkiler

Zihinsel yük arttıkça beden de uyarı verir; uyku bozulur, nefes değişir ve mide hassaslaşır. Uzmanlar, sürekli tekrar eden düşüncelerin altında yatan duygusal sıkışmışlık ve stresin önemine dikkat çekiyor.

SAĞLIK - 23-12-2025 10:19

Günümüzde birçok kişi, "Düşüncelerim bir türlü durmuyor" şikayetiyle karşı karşıya kalıyor. Acıbadem Life Klinik Psikoloğu Ertuğ Gözeri, bu durumun sadece yoğun düşünce trafiğinden kaynaklanmadığını, aynı zamanda duygusal sıkışmışlık ve artan stresin de zihni yorduğunu belirtiyor. Zihinsel ve bedensel yüklerin birbirine bağlı olduğunu vurgulayan Gözeri, ruh sağlığını korumak için önemli uyarılarda bulunuyor.

Düşüncelerin Hızına Duygular Yetişemiyor

Gözeri'ye göre, zihnin hızlanması kişinin duygularına yaklaşmakta zorlandığı ya da içsel bir sıkışmışlık yaşadığı dönemlerde ortaya çıkıyor. Zihin, duygulara temas etmekte güçlük çektiğinde kendini korumak için düşünce üretimini artırıyor. Bu durum, stres sisteminin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Tehdit algısı yükseldiğinde zihnin temposu fark edilmeden artıyor ve aynı düşüncelerin defalarca tekrarlanması, detaylarda kaybolma ya da durmaksızın iç konuşmalar zihnin yardım çağrısı niteliğinde oluyor. İnsan çıkış yolu bulamadığında düşünceler hızlanıyor ve içteki gürültü dış dünyanın sesini bastırıyor.

Çok Düşünmek Zihni Yormuyor

Zihinsel yorgunluğun sadece çok düşünmekle açıklanamayacağını belirten Gözeri, kişinin içten içe sıkıştığında, duygularına yaklaşmakta zorlandığında veya stres yükü arttığında zihindeki trafiğin hızlandığını ifade ediyor. Zihin yorulduğunda beden sessizce devreye giriyor; stres sistemi sık aktive olduğunda kafa karışıklığına ek olarak uyku düzeni bozuluyor, kaslar geriliyor, mide hassaslaşıyor ve nefes ritmi değişiyor. Böylece zihin ve beden birbirinden bağımsız değil, biri zorlandığında diğeri mutlaka sinyal veriyor.

Zihnin Yardım Çığlığı Uykusuzluk, Kalp ve Mide Sorunlarıyla Ortaya Çıkabilir

Gözeri, çıkış yolu bulunamadığında düşüncelerin hızlandığını ve içteki gürültünün dış dünyanın sesini bastırdığını belirtiyor. Stres yavaş yavaş birikiyor ve bu yük sonunda bedende baş ağrısı, mide yanması, kalp çarpıntısı, omuz-boyun gerginliği ve uykuya dalma güçlüğü gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin her biri zihinsel yorgunluğun bedensel yansımalarıdır.

Bedeniniz Duyguları İşaret Ediyor

Herkesin taşıyabileceği yükün farklı olduğunu vurgulayan Gözeri, bu yükün çoğunlukla fark edilmeden sessizce arttığını söylüyor. Duyguların bastırılması sorunun çözümü değil; bastırılan duygular kaybolmaz, başka bir yerden geri döner. Bu durum psikolojide duygusal bastırma olarak tanımlanıyor. Bilimsel araştırmalar da bastırılan duyguların bedenin stres tepkisini artırarak kortizol seviyelerini yükselttiğini gösteriyor. Kişi duygusunu ifade etmese bile beden o yükü taşımaya devam ediyor ve farklı belirtilerle sinyal vermeye başlıyor.

Stres, Düşünceler ve Duygular Birbirini Besliyor

Stres, düşünceler ve duyguların birbirini sürekli besleyen üç halka olduğunu belirten Gözeri, içsel sıkışmışlık yaşandığında en basit işler bile zorlaşabileceğini ifade ediyor. Bu noktada duyguları bastırmak yerine tanımaya çalışmak, gün içinde kısa nefes molaları veya birkaç dakikalık zihinsel aralar vermek yükü hafifletebilir. Uzun süren, sosyal hayatı etkileyen ve günlük akışı engelleyen durumlarda ise mutlaka uzmana başvurmak gerekiyor.

Gözeri, iyileşme sürecinde en kritik adımın farkındalık olduğunu belirterek, "Zihinsel ve bedensel yüklerinizi fark ettiğiniz an değişim başlamış demektir. Görünür olan her duygu ve stres faktörü, dönüşümün kapısını aralar." diyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Günün Diğer Haberleri